düşüncelerinin içinde boğulmadan boğulmalıydı bardağının içinde.
şimdi gördüğünü unutabilmek için daha çok içiyor, içtikçe daha çok hatırlıyordu.
zaten hep ters işlerdi.
aylar sonra çok tesadüfi görünen, geçmişten gelen-hoş, belki de hiç gitmemiş olan- bir çift yeşil..
lanetini boğazına itmek için gerisin geri, belki bi nebze de yutmak için- çünkü bilirdi, kime değse dili, tutardı; halbuki ona kıyamazdı- bi yudum daha aldı altınbaştan.
radyoda boğuk bi klarnet sesi, kısık bi melodi: 'seni görmeseydim yoklar mıydı bilmem bu hasret ağrısı..'
70liğe sığdırdığı özlemini tek dikişte içti.
çünkü biliyordu; kurtulamayacak olsa da şu an kaçmak tek yoldu.
çünkü biliyordu; özlemek en büyük suçuydu..
şerefe!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder