18 Mart 2013 Pazartesi


“…
kendi hayatınızı anlatmaya başlarken kullanılacak en güzel girişti belki de bu.
‘kar yağmıyordu. şaşırdım. halbuki, bir mucize oluyormuş, bunu da sadece bazılarımız görüyormuş gibi uyanmama sevinebilirdim.’

bir sabah bir şey olur. çok ufak bir şey. kafanızın içinde. çok ufak bir boşluk. uyanamazsınız. gözünüzü açamazsınız yeni başlayan güne.


bir sabah bir şey olur. çok ufak bir şey. oluşumu ani, etkisi insan ömrü.

-bu nasıl ufak kaptan?-

damarlarınızdan içeri süzülenleri izlerken bulursunuz kendinizi. sinirlerinize sızan bir miktar radyasyonla. kulağınıza dolan ritmik mekanik seslerle. zaman sonra, teninizin altına kendi elinizle itelediğiniz yüzlerce rutinle.

gecenin 4ünde sıçrayarak uyandığınız uykularınız olur zamanla. bir bıçak saplanır gibi. bir kurşun girer gibi içinize, aslında bunların hiçbirini gerçekten yaşamamışken.

-bilmiyorum. herhangi bir şeyin nedenini bilmeden yaşayamayan birine, nedenini de sonucunu da sonunu da asla öğrenemeyeceği bir nefes alma biçiminin bahşedilmesi; ironiye örnek olarak hayat bilgisi kitaplarında işlenesi cinsten bir olay. yani sanırım.-

aylarca sabretmenin sizi getirdiği noktayı söyleyeyim; sabırsızlık. tahammüle takatiniz sıfırlanır. diğer tüm organlarınızla birlikte. en çok da içiniz. içiniz var ya hani… normalde standartın birkaç tık üzerinde olan anlayışınızı yerin 7 kat dibinde bulursunuz. -mesela her 50 saplamada 1 kat daha aşağı. hadi matematikçilik oynayalım, başka türlü zaman geçmez kaptan!-


-bir şey, aynı anda hem iyileştirip hem nasıl böylesine bitirir bir insanı?-

tek bir, en sevdiğiniz bir, insanın gününü kötü edebilecek kadar bencilleştiğinizi gördüğünüz yerden kafanızı çevirip dehşetle bakarsınız hayata gönderiliş amacınızın insanları güldürmek olduğunu düşündüğünüz anlara. tüm olanları ‘tek bir’in üzerine yıkmamak adına verdiğiniz vicdan içerikli savaşı hesaba yazdırırsınız üstelik. kendinize borçlanırsınız.


-intihara meyil hissettiğinizde lütfen doktorunuza başvurunuz.-

bir sabah bir şey oldu. çok ufak bir şey. kör oldum. kırıldım. çok kırdım. kör kaldım. bir şey oldu. tek bir. bu son-du. bu son. bu; dünyanın en kötü şeyi değil ama dünyamın en kötü şeyi. bu yüzden gidiyorum.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder